Prof.Dr.Ali Arslan
İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi, Sayı: 19 2014
Osmanlı Devleti’nde idari bütünlüğün sağlanmasında tartışmasız çok önemli bir konuma sahip olan Enderun Mektebi Osmanlılar arasında ortak sanat, edebiyat, ruhî ve duygusal bütünlüğün oluşmasında da büyük katkısı olan bir müessesedir. Sanat ve edebiyat alanında özelliklere sahip olanların yetişmesi sadece saray içerisinde yaşarken görerek öğrenilen, çevresel etki ile elde bir alışkanlık değil, eğitim yoluyla kabiliyeti olan öğrencilerin yetişmesine imkân hazırlayan ve eğitim yoluyla elde edilen şuurlu eğitim stratejisi ve tercihti.
Enderun Kademeleri
Yedi kademe olan Enderun Mektebinin ilk üç kademesinde öğrencilere arzu edilen ilimi ve fiziki özelliklerin kazandırılması yanında İslami kültürle beraber sanat, edebiyat ve müzik alanlarında da dersler aldırılırdı. Enderun’un dördüncü kademesi yani Seferli Koğuşu’nda sanat ve edebiyat daha fazla önem verilirdi.
İnsanların hayatlarında tekâmül için eğitim çok önemli rol oynadığı gibi devletlerin gelişme ve kudretli hale gelmesinde de eğitim kurumlarının belirleyici fonksiyon ifa ettikleri aşikârdır. Eğitim ve eğitim kurumları bütün alan ve kademeleri içine alır ve kuşatırsa o toplumda ortak bir hayat ve ideal birliği meydana gelebilir. Bu açıdan yaygın veya örgün olarak bütün alanlarda eğitimin bir şekilde devamlı ve gelişmelere açık olma mecburiyeti vardır.
Tarihte önemli yer kaplayan devletlerin bu özellikleri ile dikkat çektikleri ve birbirleri ile mukayeseli üstünlük tespiti yapılabileceğini belirtmek gerekir. Güçlü kurumlarını sürekli çalıştıran ve yenileyen devletler hayatiyetini veya muktedir olma vasıflarını devam ettirebilirler. Bu noktalardan hareketle Osmanlı Devleti’ne has olan Enderun Mektebi’nin değerlendirilmesi yapılmalı, kurumların kuruluşundan şekil değiştirme hatta kaldırılmasına kadar süreçler toplumun niteliği ile kurumların özelliği aynı anda dikkate alarak analiz edilmelidir.
Osmanlı Devleti’nin güçlü bir devlet haline gelmesi dinamik toplumsal yapı kadar bu dinamizmi destekleyen kurumlar sayesinde olmuştur. Osmanlı Devleti’nin kuruluş aşamasındaki kurumlar iki özelliği ile dikkati çekmektedir. İlk grupta yer alan kurumlar kendisinden önceki Türk ve İslam devletlerinden intikal eden ve Osmanlılarca benimsenen müesseselerdir.
İkinci grupta yer alanlar ise Osmanlı Devleti’nin kendi ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre oluşturduğu kurumlardır. İşte Enderun Mektebi, Osmanlılar tarafından düşünülerek kurulmuş ve devletin güçlü olarak devam etmesine büyük katkı sağlamış bir müessesedir. Osmanlı Devleti’nin örgün eğitim kurumları mektep ve medreselerdi. Bu kurumların kökenleri ve kuruluş tarihleri Osmanlılardan çok öncelere dayanmaktadır.
Osmanlı Devleti bir Selçuklu uç beyliği olarak kurulduğu dikkate alındığında Selçukluların varisi olması gayet doğal karşılanmalıdır. Kuruluş ve küçük bir devlet olduğu dönemde mektep ve medreseden ibaret olan eğitim sistemi yeterli olan Osmanlı Devleti, Anadolu ve Balkanlarda genişlemeye uygun olarak yeni stratejiler ortaya koyarken, eğitim ve devlet idaresi alanında yeni uygulamalar ortaya koymaya başlamıştı.
Enderun Mektebi’nin Kuruluşu
Özellikle Timur Devleti karşısında Osmanlı idari ve daha sonra askeri sisteminin hızlı bir şekilde dağılması ve tarihimizde bir felaket dönemini hatırlatır şekilde Fetret Dönemi diye adlandırılan sürecin yaşanması yeni tedbirler alınmasını zaruri kılmıştı. Osmanlı Devleti’nin yeniden bir fetret dönemi yaşamaması için aynı sistem ve anlayışla devlet yönetimini sağlayacak, merkez ile taşra yönetimleri arasında ahengi sağlayacak kadrolara ihtiyaç ortaya çıkmıştı. Elbette bu kadroların devamlı yetişmesi için bir kurumsal yapının kurulması elzem olmuştu. Bu kurumun adı Enderun’dur. Bunun için Enderun Mektebi’nin insan kaynağı olan devşirme usulüne temas etmek gerekir.
Osmanlı Devleti kuruluş döneminde merkezi orduya fazla bir ihtiyaç duyulmamıştı. I. Murad döneminde (1362-1389), daha önce Türk boylarından toplanın askerlerle oluşturulan ordu yerine Tımarlı Sipahi sistemi kurulmuş ve bunun yanında merkezde savaşmaya hazır bir askeri birliğin bulunması vaktinin geldiğine karar verilmiş, Yeniçeri Ocağı ve Bostancı Ocağı’nın kurulması gerçekleştirilmişti.
Yeniçeri Ocağı’nın insan kaynağı ise devşirme usulü idi. İslamiyet’ten önceki dönemlerden itibaren uygulanan devşirme usulüne Osmanlılar yeni bir anlayış getirerek tatbike koymuştu. Osmanlılar devşirme usulünü yabancı ülke gençleri yerine kendi tebasından gençleri askere alarak gerçekleştirmişlerdi. Bu sayede Osmanlı’nın esas askeri birlikleri olan Tımarlı sipahiler yanında merkezde küçük te olsa bir askeri yapı kurulmuştu.
Merkezileşen Osmanlı’nın ortak zihniyeti taşıyan şahısların eğitilmesi ve devletin tayin ettiği temel idari ve siyasi hedeflerin intizamlı bir şekilde yürütülmesi için bürokrat kadroların yetiştirilmesi elzem hale gelmişti.
Bu arada Osmanlı Devleti Balkanlardaki toprakları nedeniyle hızlı bir şekilde farklı ırk ve dinlerden oluşun bir toplum yapısına kavuşmuştu. Bunun için kan bağı yerine ortak siyasi kültür ve idari disiplinin esas alındığı ilkelerle hareket edecek kadrolar yetiştirilmesine yönelmişti. Bu ihtiyacı karşılamak için harekete geçen ve kurumsal bir şekilde çözmek için kurumsallaşmayı başlatan II. Murad (1421-1451) olmuştur.
Fatih Sultan Mehmed Zamanında Enderun
Edirne Sarayı’da Enderun Mektebi’ni kurmuş ve Osmanlı devlet teşkilatında ortak bir ruhla hareket edecek kadroları yetiştirmeye başlamıştır. Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) ise bu önemli kurumun teşkilatlanmasını tamamlayan ve sistemleşmesini sağlayan hükümdar olmuştur. Enderun Mektebi bazı değişikliklere uğrasa da yedi ayrı sınıf olarak tanzim edilmiştir: Küçük Oda, Büyük Oda, Doğancı Koğuşu, Seferli Koğuşu, Kiler Koğuşu, Hazine Koğuşu ve Has Oda. Enderun Mektebi’nin öğrenci kaynağı devşirmelerdi.
Ancak her devşirme Enderun’a giremezdi. Hristiyan tebadan belli şartlarda devşirilen gençler öncelikli olarak Türk ailelerin yanında Türk-İslam kültürü çerçevesinde hayata alıştırılır, Türkçe, İslamiyet ve adabı öğretilirdi. Daha sonra Acemi Oğlanı olarak Edirne, Galatasaray, İbrahim Paşa saraylarında bedeni ve ruhî gelişimlerini sağlayacak temel eğitim alırlarken kabiliyetleri tespit edilirdi. Bu talim ve terbiyeden sonra askeri kabiliyeti olanlar “çıkma” tabiriyle adlandırılarak çeşitli askeri birimlere dağıtılırdı.
Zeki ve ütü yetenekli olanlar ise daha sonra yönetici olarak yetiştirilmek üzere Osmanlı Devleti’nin yönetildiği ve padişahın oturduğu Topkapı Sarayı’ndaki Enderun Mektebi’ne dahil edilirdi.Küçük ve Büyük Odaları öğrencilerin gördüğü dersleri İslami ilimler, İslami Kültür, Türkçe, Arapça, Farsça, olarak sıralamak mümkündür . Ayrıca güreş atlama, koşu, ok çekme gibi spor talimleri vardı Bu öğrencilere yardımcı olmak üzere lalalar da bulunurdu. Bu odaların öğrencilerinin sayısının 100-300 arasında olduğuna dair tespitler vardı.
Seferli Koğuşundaki daki öğrenciler musiki, hanende, kemankeş pehlivan, berber ve benzeri alanlarda yetiştirilirdi. Osmanlı sarayı dilsiz ve cüceleri de bu koğuşta eğitmişti. Bu koğuştan ayrılan öğrenciler sipahi bölüklerine tayin edilirdi. Kilerci Koğuşu padişaha yemek servislerini yapmakla görevli olup sayıları otuz kadardı Bu kademe öğrencileri ayrıldıklarında kapıkulu süvari bölüklerine gönderilirlerdi. Hazine Koğuşu savaş ve barışta padişahın yanından ayrılmazlardı.
Zaman zaman sayıları 150’ye varan bu koğuştan ayrılanlar kapıkulu süvari bölüklerine dahil olurlardı. Has Oda Enderun’un son kademesi olup padişahın en yakınında bulunurlardı.Bunlar saray müezzini, saray katibi, sarıç başı , kahvecibaşı , çavuşbaşı gibi hizmetleri görülerdi.Mukaddes emanetleri korumak ta bu sarayı görevlileri arasındaydı.
Sayıları kırk civarında olan bu kişiler durumlarına göre önemli görevlere atanırlardı. Osmanlı Devleti zayıflamaya başadığı dönemde Enderun sistemi bozulmaya başlamış , 17. yüzyılda iltimasla öğrenci alınmasıyla kuruluş gayesinden sapmış, II. Mahmud döneminde Yeniçeriliğin kaldırılması sürecinde Enderun da büyük bir darbe almıştır. Tanzimat döneminde Osmanlı idari sistemi Avrupaî tarzda düzenlenirken Enderun’un tarihi ve kuruluş işlevi ortadan kaldırılmıştı. Bir nevi ölü kurum halinde bulunan Enderun, 1 Temmuz 1909’da, II. Meşrutiyet döneminde kaldırılmıştı.
Enderun Mektebi’nde Sanat Eğitimi
Osmanlı Devleti’nde idari bütünlüğün sağlanmasında tartışmasız çok önemli bir konuma sahip olan Enderun Mektebi Osmanlılar arasında ortak sanat, edebiyat, ruhî ve duygusal bütünlüğün oluşmasında da büyük katkısı olan bir müessesedir. Sanat ve edebiyat alanında özelliklere sahip olanların yetişmesi sadece saray içerisinde yaşarken görerek öğrenilen, çevresel etki ile elde bir alışkanlık değil, eğitim yoluyla kabiliyeti olan öğrencilerin yetişmesine imkân hazırlayan ve eğitim yoluyla elde edilen şuurlu eğitim stratejisi ve tercihti.
Enderun Mektebi’nin eğitim kademelerine bakıldığında bu sanat ve edebiyat alanının ihmal edilmediği gözlenmektedir. Yedi kademe olan Enderun Mektebi’nin ilk üç kademesinde öğrencilere arzu edilen ilmi ve fiziki özelliklerin kazandırılması yanında İslami kültürle beraber sanat, edebiyat ve müzik alanlarında da dersler aldırılırdı. Enderun’un dördüncü kademesi yani Seferli Koğuşu’nda sanat ve edebiyata daha fazla önem verilirdi.
Osmanlı padişahlarının pek çoğunun şair ve sanatkâr oldukları göz öne alındığında Enderun’un son üç kademesinde iken padişaha çok yakın olan öğrenciler için sanat ve edebiyatta hünerli olmak büyük önem taşımaktaydı. Takdir edilmenin ve temayüz etmenin önemli basamaklarından biri padişahlarla orta kültür ve ruh dünyasına sahip olmanın önemini bilen Enderun öğrencileri bu alanda kendilerini yetiştirmek için büyük bir yarış içerisinde olmaları gerekmekteydi.
Osmanlı Devleti’nde Enderun kökenli pek çok şair, edebiyatçı, müzisyen yetişmiştir. Bunlardan bazıları yetiştikleri kurum itibariyle ‘Enderunî’ olarak adlandırılmıştır. Mesela bir şair Enderunlu Fazıl (1759 – 1810)’ın Defter-i Aşk, Hûban-nâme, Zenannâme ve Çengi-nâme adları taşıyan eserleri vardır. Enderunlu olarak adlandırılan şairlerden bir diğeri Enderûnî Vâsıf ö. 1824) olup Dı̂vân-ı gülşen-i efkâr-ı Vâsıf-ı Enderûnî adını taşıyan bir divana sahiptir. Enderun sadece bir siyaset okulu değil aynı zamanda Osmanlı ortak sanat ve edebiyatının oluşmasında büyük katkı sağlayan bir mektebtir.